Zanaatkâr Teknobaz

21 Haziran 2020
Çeviri: Lohengramm
Düzenleme: Lohengramm
890 Görüntülenme
Bu bölümü 9 Kişi beğendi.
Cilt 1

İmparatorluk Akademisi

Zanaatkâr Teknobaz – 27. Bölüm: İmparatorluk Akademisi

 

Yeteneklerin anası olarak bilinen İmparatorluk Akademisi, yeni nesil büyücüleri belirlemek ve yetiştirmek için Arkadya’nın ilk imparatoru tarafından kurulmuş bir numaralı büyü kurumuydu. İmparatorluğa bağlı olan bu kurum aynı zamanda von Skoll imparatorlarının çeşitli krallıktaki en yetenekli kişiler hakkında bilgi edinmesini de sağlıyordu.

 

Arkadya İmparatoru, Yedi Emir’in Büyük Üstatları, Orloth Kralı, Kars Dükü, bu şahısların tamamı İmparatorluk Akademisi mezunuydu. Elbette gösterdikleri performans büyük ölçüde farklıydı. İmparator Niklas von Skoll, İmparatorluk Akademisi’nin son beş yüz yıldaki en güçlü mezunuydu.

 

Büyü gücü o kadar fazla ki ülkeleri yok edebilir. Ondan önce gelen Kral Erik yalnızca soysuz köleler gibi sürünüyordu. Ve bu nesilde imparatorun gücüne denk olabilecekmiş gibi görünen tek kişi Kars Dükü’ydü. Ancak bu seviyeye ulaşıp ulaşamayacağı hâlâ tartışma konusuydu.

 

Hatta İmparatorluk Şehri’ndeki birçok asil Klaus’un neden hâlâ nefes aldığını merak ediyordu.

 

“İmparatorluk Akademisi’nin gücü tepedeki üç Büyük Emir’e kaybetse de alttaki dörtlüyle aşık atabilir. Bölüm başkanlarının hepsi en az düşük seviye Hükümdâr’ken müdür üst seviye Hükümdâr. Kalan öğretmenler de en az Yüksek Elçi seviyesinde.  Onları nasıl yıkmayı düşünüyorsun?”  diye doğrudan sordu Jezebel. Kendi gücü İmparatorluk Akademisi’ni aşıyor olsa da fani dünyada dilediği gibi kullanamıyordu.

 

Fehllerin seviyesi ne kadar yüksekse, fani dünyada o kadar kısıtlanıyorlardı. Ashera’nın seviyesindekiler felaketimsi olaylara sebep olmadan buraya ayak bile basamazdı. Jezebel’in prangaları bu seviyede olmasa da Kilian işleri tersine çevirmek konusunda ona güvenemezdi.

 

“Yıkmayı boş ver, şu an girmek bile sıkıntı,” diye başladı Kilian, sırtını doğrulttu ve fehl partnerine döndü. “Bir yıllık öğretim ücreti 500 qrafta. Kitap başı ortalama 50 qrafta. Kapıdan içeri giremeyecek kadar fakirim.” İmparatorluk Akademisi, Klaus’la konuştuğu birçok konudan biriydi, bu nedenle Kilian kurum hakkında detaylı bilgiye sahipti.

 

Para düşük seviyeli asillerin, akademinin elitist camiasına girmesini engellemek için bir bariyer görevi görüyordu. Mevki bakımından marki çocukları bu akademinin en düşük sınıf öğrencileriydi. Elbette bazı kontlar da hazinelerini sonuna kadar açıp çocuklarından birini akademiye yollayıp bağlantılar kurmaya çalışıyordu. Büyü konusunda becerikli halk çocuklarına gelince, yüksek seviye asillerden burs almadıkları sürece İmparatorluk Akademisi onlara asla kapısını açmazdı.

 

Eğer önceki hayatında fehlle lekelenmemiş olsaydı Kilian, Kars’ın varisi olarak şu anda krallara layık bir mevkiyle İmparatorluk Akademisi’nde öğrenci olacaktı. Ama şimdi kapısına bile bakamıyordu.

 

“O kadar da zor değil. Yalnızca hırsızlık yapalım. Yakınlarda yağmalanmayı bekleyen bir vikont yok mu?” diye teklifte bulundu Jezebel, sesi öylesine samimiydi ki neredeyse doğru konuşuyormuş gibiydi. Neredeyse.

 

Kilian başını sağa sola salladı. “Küçük düşünüyorsun, nano örümceklerle ineği eğitip onu varoşları yepyeni bir gelir kaynağına dönüştürecek yatırımlar için kaynak olarak kullanabiliriz. Ölü veya diri kadınlara et zanaati uygulayarak eşi benzeri görülmemiş bir kerhane açıp büyük bir bilgi ve gelir kaynağı yaratabilirim.”

 

“Sana koşulsuz şartsız itaat edecekleri ve üzerlerinde oynama yapılması gerekmeyeceği için mi ölü kadınları kullanmayı tercih ediyorsun? Ama şu anki seviyenle çalışan bir beyin yapamazsın ki.”

 

“Aslında bunun pek önemi yok. Beynin yerine yapay zekâ çipleri yaratıp bunu vücutlarına bağlayabilirim. Ya böyle yapacağım ya da canlıyı kontrol etmesi için nano örümcekler yapacağım. Asillerin cesetten yapılma kuklaların dokunuşlarıyla zevk içinde çığlık atması hayatımı daha eğlenceli kılar bence.”

 

“Gerçek bir fehl gibi konuştun. Ne zaman başlıyoruz?”

 

“Evi yok edip ölü hanımı gömdükten sonra.”

 

Bu konuşmadan sonra Jezebel parmaklarını şıklattı, ikili anında giyindi. Ardından ayağa kalkıp evden çıktılar. Varoşlarda mezarlık yoktu. Cesetler ya bir kenara atılıyor ya da açık hava fırınlarında ateşe veriliyordu. Kilian ikinci seçeneği seçti. Düşüncelerini anlayan Jezebel, parmaklarını şıklattı ve turuncu alevler evi sarıp ortalığı ateşe verdi.

 

Ne tuhaftı ki alevler gitgide yükselmesine rağmen yandaki evlere sıçramadılar, yalnızca ölü Stenzel hanesini sardılar.

 

Çoğu ırkın aksine fehllerin büyü yapmak için sözcükler söylemesine gerek yoktu. Onun yerine iradelerini kullanıyorlardı. Büyüyü dokumak yerine iradeleriyle yaratıyorlardı. Bütün öğrencilerin ve araştırmacıların fehl ırkını büyü dünyasının zirvesinde görmesinin sebebi buydu.

 

Karşı taraftaki binalardan birinin çatısında duran Kilian ve Jezebel sessizce evin yanmasını izledi. Aniden yükselen alev ve dumanlar, yakınlardaki vatandaşları harekete geçirdi. Yangının sıçramasından korkan düzinelerce insan ateşin kaynağını bulmak için acele etti ve daha fazla yayılmasın diye su kovalarıyla söndürmeye çalıştı. Hiçbiri işe yaramadı elbette.

 

Ateşin sönmediğini, ama yayılmadığını da görünce çoğu kişi evlerine döndü, Stenzel hanesinin dibinde oturanlar da ateş sönene kadar sokakta yatmaya karar verdi. Geriye yalnızca on iki kişi kaldı.

 

Bir tarafta söndürülemez ateşe umutsuzca su taşıyan, 1.90 boyunda, 17 yaşında, herkülvari bir oğlan vardı. Öbür tarafta oğlanla aynı yaştaymış gibi görünen, on adamı yöneten yeşil gözlü bir esmer. Döktükleri terler hiçbir işe yaramadı ve bina yandıktan sonra ateş kendi kendine söndü.

 

Kilian’ın gözleri herkülvari genç ve esmere döndü, Lukas’ın anılarında isimlerini ve Stenzellerle olan bağını aradı. Hafızasından iki isim çıktı: Bjorn ve Lena.

 

Güpegündüz olmasına rağmen Jezebel’in büyüsü tarafından gizlendiklerinden kimse ikilinin karşı çatıda oturduğunu göremiyordu. Bjorn ve Lena da istisna değildi ve bu yüzden iki çift gözün onları izlediğinden haberleri yoktu.

 

Lukas’ın evindeki külleri gören Bjorn dizlerinin üstüne çöktü, gözlerinde şaşkınlık ve keder vardı. Sağındaki Lena da yumruklarını sıktı, Lukas’ın yanıp kül olduğuna inanmayı reddetti. Bunlar hayatı boyunca gördüğü en güçlü alevlerdi, geriye moloz parçası bile bırakmamışlardı. Büyülü olduklarına şüphe yoktu.

 

Üç gün önce Lukas gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuştu. Sık sık açıklama yapmadan ortadan kaybolduğu için kimse kötü düşünmemişti. Ama normalde 24 saat içerisinde geri dönerdi. Şimdiyse adam geri dönmemiş, evi küller içindeydi. Herkes bu ikisi arasındaki bağı kurabilirdi.

 

Belki de Lukas gücendirmemesi gereken birini gücendirmişti ve bedeli ağır olmuştu. Lukas, Bjorn ve Lena çocukluk arkadaşıydı. Ama yıllar geçtikçe Lena onlardan uzaklaşmış, varoşların daha karanlık kısımlarına gitmiş ve kendi ekibini kurmuştu. Artık güçlenen ve bölgeye hükmeden çetesi, dört büyük çetenin hegemonyasını tehdit ediyordu.

 

Birkaç aylığına Lukas’ı da çeteye katmaya çalıştı. Bunu istemesinin sebebi hem yetenekleri hem de bencilce hedefleriydi. Lukas tabii ki onu reddetmişti. Ve son anlarında ona ne kadar kötü sözler ettiğini düşününce Lena’nın gönlündeki tatsızlık büyüdü.

 

Bjorn’se on yıldır Lukas’ın tek dostu ve büyük bir desteği olmuştu. Varoşlarda büyüyen bir yetim olarak, Lukas’ın yardımları olmasa buradan sağ çıkamazdı.

 

Daha sonra kendi ayakları üzerinde durmayı başarmış olsa bile ona gösterdiği nezaketi unutmazdı. İkisi de çok şey görmüş geçirmişti, birlikte sayısız badire atlatmışlardı. Bütün bunları atlattıktan sonra Lukas’ın sonunun böyle olacağını hiç düşünmemişti!

 

Ama ikili ölenin yasını tutarken Kilian kendini açığa çıkardı, yere sıçradı ve diz çöken Bjorn’e yavaş yavaş yaklaştı. Hem Lena hem de Bjorn şaşıp kaldı ve az önce yasını tuttukları kişiyi karşılarında görünce ürperdiler.

 

Bjorn o esnada ayaklandı ve gözlerinde yaşlarla Kilian’a doğru sıçradı!

 

Tetiklenen Kilian kenara çekildi, Bjorn havada asılı kaldı ve 1.90 boyundaki herkülvari çocuk yüksek bir sesle yere düştü.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Bayoku (55 puan) Üye
2021-03-10 15:33:58
Elinize sağlık
STERBEN (225 puan) Üye
2020-06-26 10:18:35
Çeviri ve edit için teşekkürler
darys045 (56 puan) Üye
2020-06-23 23:17:40
Çeviri ve edit için teşekkürler
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-06-22 02:08:26
Çeviri ve edit için teșekkürler.
Eyisha (198 puan) Üye
2020-06-21 20:05:33
E.s gsl bölüm