Zanaatkâr Teknobaz

24 Haziran 2020
Çeviri: Lohengramm
Düzenleme: Lohengramm
726 Görüntülenme
Bu bölümü 6 Kişi beğendi.
Cilt 1

Ostria'nın Dönüşümü (2. Kısım)

Zanaatkâr Teknobaz – 45. Bölüm: Ostria’nın Dönüşümü (2. Kısım)

 

Kilian ve klonlarının laboratuvarı donatıp Cennet Bahçesi’ni tamamlaması bir hafta sürdü. Et Zanaati Laboratuvarı’nda Kilian’ın klonları öncelikle 5000 yeni işçi üzerinde çalışıp hepsini büyüleyici güzelliklere döndürdü ve onlara rozetlerini taktı.

 

Ceset yığınının üstünde iki ayrı kadın seti yaptılar, 2200 tanesi insanın ruhuna işleyen güzelliklerken, 500 tanesi insan aklını aşan, melek gibi kadınlardı. Bunu başarmak için iki hafta daha uğraştılar. Bu esnada ikinci haftanın başında Olaf, yeni kerhaneyi tüm vikontluğa ve ötesine duyurdu, Phira Kanalı’nı kullanarak haberi tüm Orloth’a yaydı.

 

Arkadya’daki televizyon veya internet, Dünya’daki gibi değildi. Onun yerine Sanal Kanallar kullanıyorlardı. Çeşitli boyutlardaki aynalarla erişilen Sanal Kanalların eğlenceden bilgi vermeye kadar bir sürü kullanım amacı vardı. Bazı kanallar izleyicinin beynini okuyabiliyor ve zevklerine göre programlarla animasyonlar yaratabiliyordu. En lüks kanallardan bazıları izleyiciyi sanal gerçeklik dünyasına çekiyor, ona hayallerindeki hayatı yaşama imkânı sunuyordu.

 

Phira, Arkadya’nın dünya çapında ağıydı, izleyicinin bütün yasal bilgilere erişmesini, mesaj alıp gönderebilmesini ve içeriğinin reklamını yapabileceği alt kanallar yaratmasını sağlıyordu. Bütün kanallar asillere özeldi ve hesap gerektiriyordu, Phira da istisna değildi. Kilian’ın da eskiden hesabı olmasına rağmen, belirli sebeplerden ötürü kullanamıyordu. Ama Ostria Vikontu olduğundan, Olaf’ın da bir hesabı vardı.

 

750 qraftalık bir yatırımla Cennet Bahçesi’ni bütün Orloth asillerine duyurdular ve açılış gününde insanların sıra olacağından emin oldular. Kilian, Cennet Bahçesi çalışanlarını üçe ayırdı: melekler, azizeler ve tanrıçalar.

 

Meleklerin bronz rozetleri, azizelerin gümüş rozetleri ve tanrıçaların altın rozetleri vardı.

 

Kerhanenin reklamını yapmak için Olaf’a 300 meleğin, 50 azizenin ve 3 tanrıçanın resmini çekmesi için izin verdi. İnsanların çılgınca tepkileri, Kilian’a eğer bu işi tüm Arkadya İmparatorluğu’na yayarlarsa, en zengin adamlardan biri olacağını düşündürdü. Olaf’ın düşüşünün bir buçuk ay sonrasında kerhane artık hazırdı. Dikiz delikleri ve striptiz direkleri hem çok yaygın olmadığından hem de kızların değerini düşüreceğinden Kilian farklı etkinlikler seçti, mesela maskeli balolar, grup seks, hedonistik oyunlar ve Türler İncelemesi sayesinde yapmasını öğrendiği eşsiz uyuşturucular ve içecekler gibi.

 

Ancak yalnızca melekler bu oyunlara katılabiliyordu. Aynı şekilde yalnızca meleklerin üç qraftalık veya üç altın sikkelik bir ücreti vardı. Azizeleri veya tanrıçaları elde etmek için müşterinin teklifte bulunması gerekiyordu.

 

Orloth’un azgınlık peşinde yaklaşık 310 bin asili hanımlar için açık açık kapışırken, Kilian ilk iki haftada yalnızca 700 meleği, 120 azizeyi ve altı tanrıçayı mevcut kıldı, melekleri her hafta değiştirip azizelerle tanrıçaları açık tuttu. Azizelerin ve tanrıçaların çok az saati vardı.

 

Ortalama bir azize 160 qraftaya, tanrıçalarsa 1200 qrafta gibi yüksek fiyatlara gidiyordu.

 

Bu esnada Fehl Canavarları da Ostria’da gizlenip on iki asil hanesini kontrol altına alıp herhangi bir sızıntı yaşanmasını engelledi. Elbette asiller bile Ostria’da 3000 adet Fehl Canavarı olduğu duyulursa bütün şehrin kökünün kazınacağını biliyordu.

 

Yine de bu canavar sorununu kökten çözmek için klonlarına et zanaati ve onlara deneyim besleme görevlerini veren Kilian, nano örümceklerini ve Vahiy Gözü’nü kullanarak virüsün kaynağını ve lekenin vücutlarına verdiği şekli araştırdı.

 

Kerhane kapılarını açtığında, Kilian canavarları geçici olarak kendilerine getirecek bir serumu seri üretime sokmuştu ve onlara insan şekillerine bürünme yeteneği kazandırmıştı, gerçekten büyüleyici bir başarıydı. Fehl Canavarları’nın ayda bir serum alması gerekiyordu, ama önceki hâllerine kıyasla aradaki fark kıyaslanamazdı.

 

Artık onları terbiye etmek için daha düzgün bir yöntemi olan Kilian, 3000 nano örümceğini geri aldı. O andan sonra Kilian, isimlerini fehl canavarından fehl dönüşene çevirdi.

 

Fehl dönüşenlerin çoğu onu kurtarıcıları olarak görüp ona sonsuz sadakât yemini etse de bazıları onun durumu avantajına kullandığını düşünüyordu.

 

Önemi de yoktu. Bir taraftan Kilian onları insan tutan tek seruma sahipti, öte yandan 210 klonu Olaf’ın 3500 askerini ve ceset yığınını toplamda 4000 kişilik, üst düzey Öz Elçilere kafa tutabilecek yok edici bir güç olan venandise çevirmişti!

 

Daha da kötüsü aynı zamanda yıkım güçleri üst düzey Yüksek Tapınakçılara denk olan yedi adet büyük yaratık da yaratmışlardı: Boyarlar!

 

İnsan yapımı mutasyonlar dışında bu yaratıkların vücutları Orloth pazarlarındaki en iyi dra toplarına denk dra topları taşıyordu. Dahası tüm bu dönüşümler çirkin şekillerini gizliyor ve bakanları insan olduklarına inandırıyordu. Bu eserler yalnızca Vahiy Gözü’nü, 3. Seviye Et Zanaati’ni ve 3. Seviye Dönüşüm’ü gerektirmekle kalmamış,  aynı zamanda Kilian’ın dra kontrolünü büyük ölçüde artırmıştı.

 

Ostria’ya yayıldıklarında Orloth asilleri şu anda gördükleri dünyevi cennetin aslında bir canavarlar diyarı olduğunu bilmiyordu!

 

Böyle üç buçuk ay geçti. İlk ayda Orloth’un hedonistik asilleri, yani 310 bin müşterisi, Kilian’ın kerhanesinde ortalama 6 qrafta harcadı. Melekler kârlarının %60’ını aldı yani toplam gelirin %37’sini. Ancak azizeler ve tanrıçalar Kilian için yaşıyorlardı ve paraya ihtiyaçları yoktu.

 

Ve Kilian da uyuşturucu ve içecek üretimini Olaf’ın hazinesinden yaptığından, başka gideri olmadı ve 1,447,080 qraftayı cebe attı. Ne yazık ki asiller, özellikle de tanrıçalara ve azizelere teklif verenler partnerlerine bağımlı oldular, hatta bazıları Ostria’da yeni evler bile aldı. Çoğu Cennet Bahçesi’nde oda kiralamakla yetindi.

 

Ostria artık oldukça kalabalıktı. Sokaklar azgın asillerle doluydu, evlilik dışı ilişki oranı bütün ulusta patlama yaptı, asillerin terk edilen karıları muhafızların, askerlerin ve diğer halktan insanların kollarında refaha erdi.

 

Asillerin kendini adaması sayesinde Kilian ikinci ayında 2,894,160 qraftayı cebe attı. Üçüncü ayında 3.2 milyon daha götürdü. Ama şu ana dek sürekli yükselişe geçmelerine rağmen, gelirleri sabitlenmiş gibi görünüyordu.

 

“Ahlak bozukluğunu kullanmak gerçekten doğru yol,” dedi Kilian, neşeli bir şekilde çift kişilik yatağında Jezebel ile birlikte yatarken.

 

“Üç ayda 7.5 milyon qraftadan fazla kazandın. İşlerin kötü gideceği aylar olacaktır, ama bu servetinle bile imparatorluk düklerine denksin,” dedi Jezebel ellerini Kilian’ın kasığında gezdirerek. Beş ay boyunca türlü türlü şey denemiş, birbirlerinin vücudunda nerelerden zevk aldıklarını öğrenmişlerdi.

 

Kilian o esnada Jezebel’den fehl büyüsüne dair daha fazla şey de öğrenmişti, özellikle fehl lanetlerine yoğunlaşmıştı. Lanetler genellikle kara büyüye ait olmasına rağmen fehl büyüsü her türlü özelliği taşıdığından başkalarının yapabildiği her şeyi yapabiliyordu, bu yüzden büyünün en geniş ve en güçlü şekliydi.

 

Büyün büyülerini ve lanetlerini negatif kaynaklar aracılığıyla yapan kara büyünün aksine, fehl büyüsünün böyle ihtiyaçları yoktu.

 

“Alt tarafı imparatorluk dükü müyüm? Hiç merak etme, yakında servetim Kral Erik’inkini bile geçecek,” diye yanıtladı Kilian. Arkadya İmparatorluğu asilleri, unvanlarına “imparatorluk” takısını ekleyerek her zaman kendilerini yabancı denklerinden ayırırlardı. İmparatorluk dükü, imparatorluk markisi, imparatorluk kontu diye giderdi.

 

Kendini beğenmiş görünse de bu ayrım reddedilmez bir gerçek taşıyordu. İmparatorluktan olanlar ve olmayanlar aynı seviyede değillerdi. Orloth’ta asillerin çoğu krala vergi ödemediği hâlde bir markinin ortalama değeri yaklaşık 120 bin qraftaydı. Ama Arkadya İmparatorluğu’nda asiller imparatora %12'lik bir vergi veriyordu ama ortalama bir markinin değeri bir milyon qraftaydı, Orloth’taki ortalama bir dük kadar zengindi. Ayrıca muazzam bir güç farkı da vardı.

 

“İmparatorluk Akademisi’nin açılmasına hâlâ iki haftamız var ve sen şimdiden burada yapmayı planladığın şeyleri bitirdin. Planın nedir?” diye sordu Jezebel, ellerini Kilian’ın kemerine atarak, kemerini çözmeye niyetlendiği belliydi.

 

“Bir bakalım, benden yararlanmana izin vermek dışında dra kontrolüne odaklanacağım sanırım. Eğer akademi açılana kadar Hükümdar seviyesine çıkabilirsem, ilk üç büyü rütbesini hızla geçebilirim,” diye yanıt verdi Kilian. Aylar boyunca Jezebel ile düzenli olarak halvete girmesi, drasını 4200 artırmıştı.

 

Ancak büyücü seviyeleri göz önüne alındığında, dra gereksinimlerden yalnızca biriydi.

 

“Dün gece götümü siken sendin, ama seni kullanan ben miyim? Ne kadar mantıklı,” diye gözlerini devirdi Jezebel, ama Kilian’ın kemerini çözmekten de geri kalmadı. Onu iterek dudaklarını Kilian’ınkilere yaklaştı. Dudakları buluştu ve tutkulu bir şekilde öpüştüler. Tam dilleri birbirine geçmiş, kıyafetleri çıkmaya başlamışken...

 

Tak Tak Tak

 

Kapının çalmasıyla ikili durdu.

 

“Görmezden gelelim...” diye fısıldadı Jezebel, mor yakut rengi gözlerinden sinir olduğu belli oluyordu.

 

“Kapıya kadar geldiklerine göre, önemli bir şey olmalı,” diyerek reddetti Kilian ve parmaklarını şıklatarak kapıyı açtı. Şu anki dra kontrolüyle ufak nesneleri pek çaba göstermeden telepatik olarak kontrol edebiliyordu.

 

Ama kapı açıldığında Kilian, son üç ayda nadiren gördüğü, yeşil saçlı bir esmeri görünce şaşırdı.

 

“Oh, Lena, sen miydin?”

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Bayoku (55 puan) Üye
2021-03-26 18:24:41
Elinize sağlık
GLUTTONY (47 puan) Üye
2020-06-28 13:05:13
Oo group koming
STERBEN (225 puan) Üye
2020-06-26 16:42:33
Çeviri ve edit için teşekkürler
darys045 (56 puan) Üye
2020-06-25 11:08:42
Çeviri ve edit için teşekkürler