Overlord

10 Kasım 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
5757 Görüntülenme
Bu bölümü 49 Kişi beğendi.
Cilt 10

Ainz Ooal Gown'un Büyü Krallığı - 4

Ainz kendi yalnızlığına gülümsedi ve nazikçe elini salladı.

“Hayır, dediğin gibi olabilir. Ancak bunun sebebi cidden istediğim bir şey olmaması. Eğer bir istediğim olursa doğal olarak hemen emir veririm.”

“Zamanı geldiğinde umarım bana Muhafız Başı olarak arzularınızı yerine getirecek kişileri seçmeme izin verirsiniz,” diye cevapladı Albedo başını eğerken. Kafasını tekrar kaldırdığında yüzü kızarmış görünüyordu. “Ancak bugünkü kıyafetleriniz oldukça olağanüstü. Ok sıra dışı bir şekilde parlak. Hayır, parlamalarının sebebi sizin onları giymeniz, Ainz-sama.”

Albedo övgüler yağdırmaya devam etti.

Kafatası bir ışık yaymadığından bahsettiği parlaklık büyük ihtimalle düğme yerine kullanılmış mücevherlerdi. Ainz bunu düşününce kendi kendine kafa salladı.

“Öyle mi? O zaman sana teşekkürlerimi sunmalıyım, Albedo.”

“Çok naziksiniz. Ben sadece olanı söyledim. Ainz-sama, siz cidden de…”

Ainz, heyecanlı bir şekilde konuşmasına devam etmek isteye Albedo’yu elini kaldırarak durdurdu. Konuşmasına izin verirse bu övgülerin bitmek bilmeyeceği hissine kapılmıştı.

“Bunu konuyu başka bir zamana bırakalım. Pekala, sen ve diğerleri dün hangi belgeleri idare ediyordunuz Albedo?”

“Peki.”

Albedo tatlı bir şekilde yanaklarını şişirdi ve o sırada da Büyük Lichler emirlerini yerine getirmek üzere belgeleri masaya bıraktı.

Birbiri üstüne istiflenmiş belgeler oldukça kalın duruyordu. Dosyaların kendileri çok fazla şey içermiyordu ancak onlara eklenmiş birçok destekleyici belge bulunuyordu. Tıpkı eski mesleğinde birçok bölgeden bilgiye ihtiyacı olması gibi bunlar da büyük olasılıkla karışık problemleri engellemek için yapılmış hazırlıklardı.

Kalbini buna hazırlamıştı. Ainz tüm sabahını kendini bu ana hatırlamak için harcamıştı.

Suzuki Satoru sadece sıradan bir personeldi ve şirketin operasyonlarına çok fazla karışmıyordu. Ona böyle birinin bir ülkeyi yönetip yönetemeyeceği sorulsaydı Ainz kendinden emin bir şekilde “hayır” diye cevap verirdi. Bir operasyon yöneticisi bile bir ülkeyi yönetirken oldukça zorluk çekerdi.

İşleri daha da karıştıran şey Ainz’in mutlak bir hükümdar olmasıydı. Söylediği sözlerde bir hata bile olsa astları toplanıp bunu gerçekleştirmek için uğraşırdı.

Bundan daha korkunç bir şey olabilir miydi? Ainz’in ağzından çıkan tek bir kelime toplu ölümlere sebebiyet verebilirdi.

Böyle bir durumda ne yapabilirdi?

Cevap oldukça basitti. Tıpkı kıyafetlerinde yaptığı gibi bu sorumlulukları daha kapasiteli kişilere vermeliydi.

Bir patronun, astlarını, yetenekleri ve güçlerine göre görevlendirmesi de bir patronda olması gereken özelliklerden biriydi.

Ancak tüm görevleri başkalarına pay etmenin getirdiği problemler de vardı. Elbette, tüm her şeyi Albedo’ya bırakıp kendi rahatlayabilirdi. Ancak o bir kraldı, göstermelik bir figür değil. Yüksek mevkide biri olarak doğru bir üst olmak için bir üstün sahip olduğu sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyordu.

“Bilmiyorum,” diyerek geçiştiremeyeceği birçok görevi vardı.

Böylece Ainz dikkatlice istiflenmiş tüm belgeleri okuyarak kraliyet mührünü basmaya başladı.

Ritmik olarak birkaç belgeyi damgaladıktan sonra Ainz durdu. Birini bugünün hedefi olarak seçti. İçeriğini incelemek için açtı. Ve sonra…

Hiç anlam veremiyorum.  Bunun materyal kaynaklarıyla bir alakası var mı ki? Bu o kadar önemli mi? Büyük Lichler cidden anlıyor mu? Şey, hepsi benim tarafımdan oluşturuldu. Yeteneklerindeki bu farklılık nasıl açıklanabilir? Yine de tüm bunları okumak çok yorucu. Sanki resmi belgeler okuyormuş gibi.

Diğer sayfalara yapılan referanslar dolayısıyla bazı kelimelerde sürekli sayfaları evirip çevirip durmak gerekiyordu. Olumsuz bir karara varmak için önceki çıkardıkları sonucu temel alıp bir ana fikir oluşturmuşlardı. Ayrıca yazıdaki birçok olumsuz ifade yüzünden konuyu anlamak çok zordu.

“Albedo.”

“Buyurun, Ainz-sama! Bir şey dikkatinizi mi çekti?”

“Hayır, konuyla alakasız ama aklıma bir şey geldi. Kanunların yasalaşması nasıl gidiyor?”

Ülkeye Büyü Krallığı deniliyordu fakat özel bir kanunu yoktu. Onun yerine Krallık’ın eski yasalarını kullanıyorlardı.

“Şimdilik sadece taslak halinde. Eğer yeni yasaları çok agresif olarak zorlarsak bir memnuniyetsizlik olabilir. Bu yüzden öyle yapıp yapmamak konusunda kararsızız.”

İnsanlık konusunu zerre umursamayan Albedo’nun böyle konuşması oldukça garip gelmişti. Yine de Ainz rahatlamanın etkisiyle kendi göğsünü okşamadan edemedi.

“Her ne kadar Demiurge ile önceden bu konuyu konuşmuş olsam da… Krallık’ın yasaları sizin gibi mutlak bir hükümdara yeterince güç verecek yasalar değil, Ainz-sama. Şu anda Krallık’ın yasalarını alıp onun üzerinden gitmeyi düşünüyoruz.”

“Başka konularda daha kendime güvensem de…”

Bu bir yalandı. Ainz neredeyse hiçbir konuda kendine güvenmiyordu.

“Maalesef ki yasa konusunda pek de bilgili değilim. Nasıl uyun görüyorsanız öyle yapın. Size güvenim tam.”

“Peki! Anlaşıldı.”

Albedo’nun yüzüne bir memnuniyet oturmuştu. Eğer Ainz dikkatle baksaydı kanatlarının arkasında titrediğini görebilirdi. O ve Demiurge nedense Ainz’i sürekli kendilerinden bir adım ötesini düşünebilen bir dahi olarak görüyordu.

Bu sebepten dolayı Ainz bir şeyi bilmediğini söylediğinde her ne kadar yüksek zekalı varlıklar olarak yaratılmış olsalar da kendi varoluşlarının bir değeri olduğunu düşünüyorlardı.

“Yine de yasalardan anladığınız konusunda yalan söylemenize gerek yok...”

“Hayır, yalan değildi. Hukuk konusunda uzman birisi değilim.”

“Anlıyorum… Hiçbir yasa tarafından bağlanmamış yüce bir lider olarak böyle bir perspektiften görüyor olmalısınız. Ne dediğinizi anlıyorum.”

Ainz yanlış anlaşıldığını hissetmişti ama meseleyi görmezden gelmeye karar verdi. Sonuçta bunu ona nasıl açıklayacağına dair hiçbir fikri yoktu. Onun yerine basit bir şekilde gülümsedi. Bu his ona oldukça tanıdıktı. Tıpkı çocukların ebeveynlerine yeteneklerini gösterdiklerinde gururlanmaları gibi.

“Bir sorun mu var?”

Albedo’nun suratındaki şaşkın ifade Ainz’i daha da çok eğlendirdi. Yine de tüm neşenin kendinde olması oldukça kaba olurdu.

“Affet beni fakat ne kadar mutlu olduğunu görünce tatlılığın karşısında dondum kaldım. Nasıl desem… Açıklaması biraz zor.”

Bunu dediği anda tavandaki Sekiz Kenar Suikastçılarında bir hareketlenme oldu, ancak sonra durdular.

“Ah~, ne kadar da utanç verici.”

Albedo elleriyle yanaklarına bastırdı. Ainz, Albedo’nun yüzünün nasıl kızardığını görünce onu ne kadar rahatsız hissettirmiş olabileceğini fark etti ve hafif bir öksürüle önündeki belgelere odaklanmaya karar verdi.

NPC’lere tıpkı arkadaşlarının çocukları gibi davranmak onları biraz utandırıyordu.

Kabalığından dolayı kendini biraz suçlu hissetti, ama bir şey demek yerine son belgeyi de damgaladı. Bununla birlikte görevlerinden biri tamamlanmıştı.

Dosyaları, o sırada elleriyle ağzını kapatmış olan Albedo’ya uzattı. Albedo da Büyük Lichlere verdi belgeleri.

“O zaman her zamanki gibi başlayalım. Bugünkü eleme yapacağımız şeyler bunlar.”

Ainz çekmecesini açtı ve istif halinde kağıtlar çıkardı. Bunlar Nazarick’teki kişilerin, Büyü Krallığı’nı geliştirmek amacıyla verdiği fikirler ve önerilerdi.

Her sabah bunları okuduktan sonra Ainz, önerileri bir kağıtta toparlayıp sesli bir şekilde Albedo ve diğerlerine okuyordu.

“Değerli zamanınızı hepsini teker teker yazmak gibi basit işlere harcamanıza gerek yok, Ainz-sama.”

“Hayır, yazıyorum çünkü direkt olarak bana yönlendirilmiş bir öneri olabilir. Zaten bedenimin uyku ihtiyacı da yok. Hiçbir şey yapmazsam asıl o zaman vaktimi boşa harcamış olurum.”

Bu da bir yalandı. Daha doğrusu doğru tek kısım bir şey yapmazsa boş boş duracağıydı. Ancak zamanını okuma, banyo yapma, rol yapma yeteneklerini geliştirme ve temsili dövüş gibi şeylere ayırabilirdi. Yine de Ainz bunu kendi eliyle yapmak zorundaydı çünkü yazdıkları şeylerin arasına gizlice kendi tavsiyelerini de ekliyordu.

Ainz bunu yapıyordu çünkü eğer bu tavsiyeleri direkt olarak verecek olsa astları bunları gerçekleştirmek için hemen uğraşa girerlerdi. Her ne kadar tavsiyesi kötü olsa bile. Bu da çok trajik sonuçlar doğurabilirdi.

Bu sebepten dolayı bu önerileri anonim olarak veriyor ve Albedo’nun üçüncü bir taraf olarak tarafsız bakmasını umuyordu. Ek olarak tavsiyelerin sahiplerini ifşalamadığı için Ainz’in yetenekleri hiçbir zaman sorgulanmayacaktı. Bir taşla iki kuş.

Ainz önerileri en üstten okumaya başladı.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-21 16:10:08
Albedo çok şirin ya
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-01-22 14:25:29
Çeviri edit için teşekkürlerrrrr
Jester (1457 puan) Üye
2021-08-31 15:57:44
Ceviri icin tesekkurler
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-05 01:37:04
elinize sağlık
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-24 18:33:24
çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-20 14:33:03
Çeviri için teşekkürler
stakr (27 puan) Üye
2021-01-05 20:38:01
elinize sağlık
ozant40 (42 puan) Üye
2020-09-24 08:28:43
Ağam harikasın. Sekiz kenarli suikastçı neden hareketlendi fikri olan var mı?
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-21 16:09:53
@ozant40, Muhtelemen ainz'im söylediklerinden dolayı albedo hareketlenince ainzın üzerine falan atlamasın diye
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-05 16:52:19
Bölüm için teşekkürler. Tabi.
Sebleuz (5 puan) Üye
2020-06-09 21:14:12
Elinize sağlık
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-05 20:03:22
emeklerinize sağlık
deden18 (428 puan) Üye
2019-10-20 08:58:47
çeviri için teşekkürler
deden18 (428 puan) Üye
2019-10-19 16:06:14
çakal böyle lider olmuş zaten belli
Vampire (369 puan) Üye
2019-04-19 15:52:26
Hahaha zeki şey
blade (3267 puan) Üye
2019-02-02 22:42:06
Çeviri ve edit için teşekkürler