Overlord

30 Aralık 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
3697 Görüntülenme
Bu bölümü 39 Kişi beğendi.
Cilt 11

Bilinmeyen Topraklara Hazırlık -1

Bölüm 1: Bilinmeyen Topraklara Hazırlık

 

 

1

 

İmparatorluk’tan döndükten sonra Ainz, masasına oturdu ve geriye yaslandı.

 

Yeni kurduğu, Büyü Krallığı’nın Maceracılar Loncası için adam alımlarına çoktan başlamış olmasına rağmen sonuçlar ortaya çıkana kadar bir süre geçmesi gerekiyordu. O zamana kadar da kendini hazırlaması gerekiyordu.






Ana önceliği maceracıları eğitmek için bir okul açmaktı, ancak şartlar izin verirse Maceracılar Loncası’nın kendisini de kullanabilirdi. Uzun mesafeler kat edip buraya gelmiş gönüller için bir otel açmak da büyük ihtimalle iyi bir misafirperverliğin göstergesi olurdu.  Eğitmenleri de, Büyü Krallığı’nda kalmayı seçmiş olan maceracılar olacaktı.

 

Albedo ve diğerlerine, bölgelerin nasıl yönetileceğini sorsam iyi olacak... Ama ondna önce... Neden bağımlı ülke olma konusunu açtı ki? Bu Albedo ve Demiurge için oldukça zahmetli bir iş olacak değil mi?

 

Ainz’in, Jircniv’in ne konuştuğuna dair hiçbir fikri yoktu. Bu iki bilge kişiye durumu nasıl açıklayacağına dair de hiçbir fikri yoktu. Jircniv neden böyle bir öneride bulunmuştu? Bildiği kadarıyla, bu işin arkasında Demiurge olabilirdi.

 

Keşke bunların hepsini önceden Demiurge ile konuşmuş olsaydım. Ah, ama uzak bir yerlere gitmişti ve şu anda yapabileceğim tek şey işleri Albedo ile birlikte nasıl çözeceğimi bulmak... Düşündüğüm gibi, bu cidden de imkansız...

 

İçten bir nefes verdi. İçindeki rahatsızlık ve kafa karışıklığı, var olmayan midesine ağrılar saplıyordu. Ardından, geri döndüklerinde neler olacağını düşündükten sonra bu ağrı daha da yoğunlaştı.

 

Ainz kafasını salladı, ardından onu bekleyen şeylerin düşüncesinden kaçınmak için İmparatorluk’tayken edindiği bilgileri gözden geçirdi.

 

“Rünler, ha.”

 

YGGDRASIL’in ilimlerinin parçaları, tıpkı gece, gökyüzünde parlayan yıldızlar gibi bu gizemli yeni dünyanın her tarafına yayılmıştı. Başka oyuncuların izine dair şeyler, yani Dünya Sınıfı eşyalar gibi şeyler bulmuştu.

 

Bu izlere şimdi de rünleri -Suzuki Satoru’nun dünyasından kalma bir yazı formu- ekleyebilirdi.

 

Teokrasi’deki insanların, Suzuki Satoru’nun dünyasına ait dinlerdeki melekleri nasıl çağırdığının cevabı büyük ihtimalle YGGDRASIL kaynaklı büyülerdi.

 

Peki ya bu rünler neyin nesiydi? Nasıl bu dünyada var olabiliyorlardı? Bu rünler, Suzuki Satoru’nun dünyasındakilerle aynı mıydı? Yoksa bunlar, büyülü yazıtları andıran bir yazı türü müydü? Belki de bu terim bu yüzden otomatik olarak rün diye çevrilmişti?

 

Cüce Krallığı Azellisia Sıradağları yakınlarında bir yerde. Bunu iyice incelemeliyim. Tıpkı düşündüğüm gibi... Oraya gitmeden de olmayacak sanırım.

 

Doğal olarak, Ainz E-Rantel’e dönmeden öne Fluder’a rünler hakkında soru sormuştu.

 

Ancak onun da tek bildiği, Azellisian Cücelerinin, ründemircisi olan bir kralının bir zamanlar İmparatorluk’u ziyaret ettiği ve İmparatorluk’un da Cüce Krallığı’ndan silah ve zırh aldığıydı. Fakat yüz yıl kadar önce, rün oyması tüm büyülü eşyaların izi kaybolmuştu.

 

Her ne kadar bu oldukça değerli bir bilgi olsa da Ainz’in bilmek istediği şey bu değildi.

 

YGGDRASIL’de ründemirciliği diye bir meslek yoktu. Eğer bu meslek bu dünyaya özel bir şeyse o zaman iki dünyadaki teknolojinin birleşmiş olma ihtimali var. Bu sebepten dolayı bu olayı derinlemesine araştırmalıyım. Ancak, oraya kimi göndermeliyim ki?

 

Tek yapmak istediği Cüce Krallığı’nı ziyaret edip rünler hakkında soru sormaktı. Ründemirciliği mesleğine gelince... Eh, bu da büyük ihtimalle teknik bir meseleydi ve sır olarak saklanıyordu. En kötü durumda, etkileme büyülerini kullanıp onları konuşturabilirdi.

 

Eğer mesele sadece etkileme ya da hükmetme büyüleri kullanmak, ya da insanları ışınlama büyüsü ile kaçırmak falan olsaydı bunu herkes yapabilirdi. Ama ya bu rünlerin arkasında bir insan vardıysa? Bildiği kadarıyla Shalltear’ın beynini yıkayan kişi orada saklanıyordu.

 

Gitmeden önce biraz daha bir şeyler öğrenmeliyim ancak Fluder'ın bile bilmediği bir şeyleri öğrenmeye çalışmak kolay olmayacaktır.

 

Ainz yavaşça koltuğundan doğruldu.

 

Hemen ardından, arkasında duran kadın harekete geçti. Bir erkeğe benzeyen saç stiliyle uyuşan bir şekilde, enerji dolu bir bakışı vardı. Bu kişi, Ainz’in o günkü görev hizmetlisi olan Decrement idi.

 

Ainz, Decrement’ın beklemesini ima etmek için elini kaldırdı ve yavaşça ofisinde yürümeye başladı.

 

Ainz, bu uğraşının potansiyel kazançlarını ve kayıplarını düşünürken, aklındaki sayıların arasında  eski anıları anlattı. Bilinmeyen bölgelerde girdiği tehlikeleri, yeni şeyler keşfetmenin verdiği keyfi, bir görevde başarısız olunca hissettiği hüznü ve tüm bu tecrübeleri deneyimlediği yoldaşlarının yüzlerindeki ifadeyi ve söyledikleri şeyleri hatırladı. Bunlar basit hatıralardan ibaret olsa da bu anılar Ainz’in boş kafa tasında bir ışık gibi parladı.

 

Bu acı dolu anıları kalbinden yavaşça uzaklaştıran Ainz’in düşünceleri sonunda bir şekil almaya başladı.

 

Her ne kadar tehlike olabilme ihtimali olduğunu bilsem de sanırım gitmekten başka çarem yok.

 

Ainz Ooal Gown adlı lonca, bu prensipler üzerine kurulmuştu.

 

Tabii ki bazı insanlar, oyunculara hiç tehlike arz etmeyen bir oyun ile gerçekliği karşılaştıranlara gülebilirdi. Yine de tereddüt etmek, yeni bir ilim öğrenmeye sebep olacağı gibi bir başlangıcı kaybetmeye de yol açabilirdi. Kim bunun imkansız olduğunu söyleyebilirdi ki?

 

Cüce Krallığı’nın rünlerini incelemeye karar verdikten sonra Ainz’in aklında bir soru belirdi.

 

Bu da görevi alacak kişiydi.

 

Oraya gönderilebilecek en iyi kişi kim olurdu?

 

Demiurge ve Albedo’ya fikirlerini mi sorsam ki? Hayır, öyle yaparsam en kapasiteli savaşçımı gönderemeyebilirim.

 

Bu da Ainz’in kendisiydi.

 

Ainz böbürlenmeden söyleyebilirdi ki Nazarick'in Yüce Yeraltı Mezarı’nda, kendisinden daha iyi bir şekilde bilinmeyen fenomenlere ve büyüye adapte olabilen birisi yoktu. Kısaca en etkili yol bizzat Ainz’in harekete geçmesiydi. Ancak orada cidden düşman bir oyuncu varsa, bu aynı zamanda yapabileceği en kötü hareket olurdu.

 

Eğer birkaç kişi olursak, kaçarken en azından onları da indirebilirim. Bu da ben kaçışımızı hazırlarken bana zaman kazandıracak kişileri yanıma almam gerek demek.

 

Aklında canlanan ilk kişiler Kat Muhafızları idi.

 

Seviye 100 NPC’ler olarak, başka oyunculara karşı bile olsa zaman kazandırabilirlerdi. Ancak, eski arkadaşlarının biricik çocukları olan bu NPC’leri kullanması doğru muydu ki?

 

Ya, bir namevt teğmeni tarafından yönetilen bir yüksek seviyeli tebaa kullansam? Hayır, özenle tasarlanmış NPC’lerin aksine onların esneklikleri çok düşük.

 

Tebaaların, NPC’lerin aksine, daha kolay gözden çıkarılabilmeleri gibi bir avantajları vardı. Fakat aynı zamanda düşünce özgürlükleri yoktu ve bu yüzden de adapte olamamaları bir zayıflıktı.

 

İşin duygusal tarafını da düşününce NPC’ler en ideal seçimdi. Ainz bu konuda deney yapmamıştı, o yüzden kendinin canlandırılıp canlandırılamayacağından emin olamazdı. Ancak NPC’lerin canlandırabildiğine şüphe yoktu. Shalltear’a yaptığı gibi.

 

Ainz tekrardan sandalyesine oturdu.

 

“Hmm...”

 

Ainz parmaklarını yüzünün önünde birleştirdi ve yapılabilecek en iyi seçimi düşünmeye başladı.

 

Ancak işin sonunda bir sonuca varamadı.

 

Bunun sebebi aptalların ne kadar düşünürse düşünsün bir cevap bulamaması olabilir mi?

 

Kendini aşağılayan bir gülümseme ile, Decrement’a bakti Ainz.

 

“Benim için ölmeyi göze alır mıydın?”

 

“Elbette, Ainz-sama. Emri verin ve hemen canımı sizin için feda edeyim,” diye cevapladı Decrement, hiç tereddüte düşmeden.

 

“Diğerleri de aynı şekilde mi düşünüyor? Benim acımasız bir efendi olduğumu düşünüyorlar mıdır?”

 

“Bence herkes hiç düşünmeden ölümü kabullenirdi. Kimse reddetmeyi bile düşünmezdi bile. Biz Yüce Varlıklar tarafından yapıldık, ve var oluşumuzun tek sebebi de Yüce Varlıklardır. Bize verdiğiniz emirleri taşımaktan başka daha büyük bir zevk olamaz bizim için.”

 

“Cidden de... Ayrıca, sorma sebebim tamamen meraktandı. Sorumda öyle derin bir anlamlar falan yoktu. Bilesin.”

 

Decrement eğilirken Ainz tekrar aklını toparladı.

 

NPC’leri kullanabilirdi.

 

Ainz, civarı gösteren bir harita çıkarttı.

 

Bu harita, Aura’nın araştırmaları ile derlenmişti. Ainz, Tob’un Yüce Ormanı’nın içini daha detaylı gösteren başka bir harita olmadığından emindi.  Ne yazık ki haritanın ölçeğinden tam emin değildi, bu yüzden mükemmel olduğu söylenemezdi. Ancak elinde bu varken kaybolma ihtimali pek yoktu.

 

Ainz parmağını E-Rantel’in üstüne koydu ve parmağını kuzeye doğru ilerleterek Yüce Orman’dan geçirdi. Şu ana kadar bir problem yoktu. Ormanın büyük çoğunluğu Nazarick’in kontrolü altındaydı. Düşük zekalı yaratıkları ve canavarları hallettikten sonra birkaç yarı insan ve heteromorf yerleşkesinin kontrolünü ele almışlardı. Büyük bir yer altı mağarası da bulunuyordu ancak Ainz’in şu an ona bulaşmaya niyeti yoktu. Elbette ona bir kazancı olsaydı oranın da kontrolünü alırdı.

 

Parmağı, ormanın kuzey ucundaki su kabağı şeklindeki ormana gitti.

 

Oranın da kuzeyinde Azellisia Sıradağları bulunuyordu. Keşfedilmemiş bir bölge.

 

“Bilinmeyen bir bölge demek...”

 

Hıh, diye düşündü Ainz ve gülümsedi.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-11 08:58:16
Çeviri edit için teşekkürler
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-23 08:49:18
Sen iste ölürler işte ne uzatıyon
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-08 09:48:50
Çeviri için teşekkürler
Hebele123 (1541 puan) Üye
2021-05-16 11:34:59
Baya güzel olmuş.
Overlord (32 puan) Üye
2020-12-25 22:06:57
Elinize sağlık
shypax (132 puan) Üye
2020-10-22 20:24:50
Bölüm için teşekkürler
blade (3267 puan) Üye
2020-10-11 06:37:24
Çeviri ve edit için teşekkürler
Demiurge (1721 puan) Üye
2020-07-08 17:14:08
Hadi Ainz-sama. Elini çabuk tut lütfeennn.
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-06 11:13:24
Emeğiniz için teşekkürler
YokTanVaR (35 puan) Üye
2020-05-30 19:41:10
Çeviri için arigato gozaimasu :)
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 16:32:28
emeğinize sağlık
Vampire (369 puan) Üye
2019-10-07 00:41:58
Bakalım neler olacak
Ulaş (1600 puan) Üye
2019-09-22 23:47:02
Çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2019-01-09 19:30:28
elinize sağlık
Devilman (2387 puan) Üye
2019-01-04 14:24:05
Anlaşılan cüce ainz ile karşılaşıcak ve ona ekipman yapacak
Syke (3572 puan) Üye
2018-12-31 13:24:25
Güzeldi