Overlord

06 Ocak 2019
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
2648 Görüntülenme
Bu bölümü 36 Kişi beğendi.
Cilt 11

Cüce Topraklarının Peşinde -3

Efendisinin odasına dönmesini izlerken, Aura, yanında oturan Shalltear’a döndü.



“Ainz-sama’nın odasının sağında ve solunda odalar var. Hangisini istersin?”



Aura’nın uyumadan idare edebilmesini sağlayan bir büyülü eşyası vardı, ve Shalltear ise bir namevt idi. İşin doğrusu, ikisinin de bir odaya ihtiyacı yoktu. Ancak onlar için tedarik edilmiş odaları kullanmamak kabaca olurdu ve Ainz’den uzaklaşırlarsa güvenlik açısından sıkıntı çıkabilirdi.



“Hm~ eh, iki taraf da bana uyar. Ya sen?”



“Eh, sanırım haklısın... Ee, ne yapacaksın?”



Aura, kafa karıştırıcı cevabından sonra Shalltear’a baktı. Shalltear’ın bloknotuna bir şeyler yazdığını o zaman fark etmişti.



“Hm, Ainz-sama bunu demişti, tamam. Tabii ki not alıyorum. Ainz-sama’nın sözlerini unutmak istemiyorum.”



“Hmmmm~ çok çalışıyorsun cidden. Bi’ bakayım.”



Aura bakmak için durdu ve bloknotun sıkışık karalamalarla kaplı olduğunu gördü. Harfler ve kelimeler arasındaki boşluk yok denecek kadar kısaydı.



Kısa bir bakıştan sonra Shalltear’ın, efendisinin sözlerini harfiyen yazdığını ve nasıl hareketler yaptığını not aldığını gördü.



Bu... Nasıl söylesem ki? Elbette Ainz-sama’nın sözlerini gelecek nesillere aktarmak için not almak epey önemli, ama Shalltear’ın amacının bu olduğundan şüpheliyim...



Shalltear efendisinin bilgeliğinin kilit noktalarını not almalı ve onlardan bir şeyler öğrenmeliydi. Ancak şu anki durum onu rahatsız etmeye başlamıştı.



“Ah, şey, bilirsin ya. Not almak iyi bir fikir tabii, ama her şeyi de yazmamalısın değil mi?”



Shalltear afallamış bir ifadeyle ona baktı.



“Anladın mı? Not alarak iyi bir iş çıkarttığını sanabilirsin. Ancak yapman gereken şey önemli şeyleri yazmak ve onlara, benzer durumlarda nasıl davranacağını öğrenmek için çalışmalısın. Böyle not almak cidden sorun olmuyor mu?”



“Bence iyi görünüyor...”



“Eh, o zaman harika. Aklında bulunsun, odana gittikten sonra onların üstünden tekrar geçmelisin. Ainz-sama’nın aklında ne olduğunu düşünmeye çalış ve kendini onun yerine koyarak o durumlarda ne yapardın onu hayal etmeye çalış.”



“Oh, cidden mi?”



“Evet, cidden.”



Bunu dedikten sonra Aura birden neden Shalltear’a böyle şeyler söylediğini merak etti. Ardından bir sebepten ötürü, ona rehberlik etmenin oldukça doğal olduğunu düşündü.



Haa... Neden bilmiyorum ama işe yaramaz bir abla gibi hissediyorum kendimi... Biraz saygısızca olabilir, ama acaba Bukubukuchagama-sama da aynı şekilde hissetmiş midir?



***



Parlak, yeni bir günle harekete geçmek için hazırlandılar. Ancak bu hazırlık, büyüyle yaratılmış kuleden dümdüz çıkıp sıra halinde yürümekten fazlası değildi. Ainz, Momon ile yolculuk ettiği zamanlara göre bunun daha az eğlenceli olduğunu düşündü.



Ardından aramalarına devam ettiler, ancak şafaktan alaca karanlığa kadar hiçbir şey bulamadılar.



Güneş dağların ardında batarken, Ainz gözlerini kıstı.



Büyülü hayvanların sırtlarında 100 kilometreden fazla yol kat etmişlerdi... Bir başka deyişle, Ainz’in cüce şehrine dair olan tahmini mesafeyi aşmışlardı. Ancak hâlâ hiçbir şey bulamamışlardı. Başka bir deyişle, oldukça zamanlarını yiyecek olan kırsal bölgeleri taramaya başlamaları gerekiyordu.



Ainz tekrardan bir dinlenme yeri yaratmak için büyüsünü kullandı ve ardından ertesi gün, yani üçüncü gün geldi çattı.



Birden, Zenberu garip bir ses ile bağırdı.



“Burası! Burayı hatırladım!”



Görünürde artık hiç ağaç yoktu, sadece taş ve kayalardan oluşan bir alandalardı. Zenberu’nun sesi olağanüstü bir gürültü ile her yerde yankılanmıştı.



“Majesteleri! Çok yakın olmalıyız!”



“Öyle mi! O zaman, herkes dikkatli bir şekilde ilerlesin!”



Ainz emirlerine uyan grup safları sıklaştırdı.



“O zaman bu işi sana bırakıyorum, Zenberu.”



“Bana güvenebilirsiniz!”



Grup, Zenberu'nun önderliğinde ilerledi.



En nihayetinde, dağda bir yarığa benzeyen bir mağara gördüler.



Ainz, Zenberu’nun anılarında buna benzer bir şey görmüştü ancak daha büyük olması gerektiğini hissediyordu. Yine de, Zenberu’nun keyifli tepkilerine bakarlarsa burası büyük ihtimalle doğru yerdi.



Anılar, Zenberu’ya aitti, bu yüzden kertenkeleadam perspektifinden bakma, Ainz’in küçük parçalara bakmasından çok daha güvenilirdi.



Ainz, kırışmış cübbesini düzleştirdi ve Aura’ya işaret etti.



Daha önceden planladıkları gibi, Aura büyülü hayvanını yarığa doğru sürdü.



“Cücelerin Krallığı! Güneydeki Ainz Ooal Gown’un Büyü Krallığı’nın kralı Ainz Ooal Gown sizi ziyarete geldi! Onu karşılamak için kimseyi göndermeyecek misiniz?!”



Aura’nın sesi yarık boyunca yankılandı.



Ancak bir cevap yoktu.



Aura, “Şimdi ne yapayım?” diyen bir ifadeyle Ainz’e baktı.



Ainz bir daha seslenmesini söyledi.



Ve Aura da aynı şekilde tekrar bağırdı.



Ancak hala bir cevap yoktu. Bir süre bekledikten sonra bile kimsenin geldiğine dair bir iz yoktu.



Zenberu'nun dediğine göre, istenmeyen ziyaretçileri engellemek için girişe korumalar bırakıyorlardı. Eğer durum buysa birileri Aura'nın sesini duymuş olmalıydı.



Kara elf olduğu için çekiniyorlar mıydı yoksa?



Ainz çok geçmeden Zenberu'yu çağırdı.



“Sıra sende. Sen de biraz bağır. Neler olduğuna bakalım.”



Ainz, Zenberu’ya birkaç güçlendirici büyü yaptı. Bu onun güvenliğini tamamen garanti altına almasa da bu büyüler olmadan gitmesine kıyasla tehlike şansını oldukça düşürüyordu.



Zenberu mağaranın yakınına gitti ve bağırdı. Ancak hala cevap gelmiyordu.



“Hanzolar.”



“Kendimizi efendimize takdime diyoruz.”



Ninjalar, Shalltear'ın gölgesinden çıkageldi. Hanzo liderinin arkasında başka Hanzolar da bulunuyordu.



“İçeriye sızın ve durumu bildirin. Fark edilmeyin.”



“Emredersiniz. Ne kadar ileriyi inceleyeceğimizi sorabilir miyim? Cüce şehri, maden tünellerinin arasında gizleniyor derler. Bu tünel ağını tamamen incelemek uzun sürebilir.”



“Üstünkörü bir arama yapın. Merkez bölgeye ve şehrin yönetimsel bölgelerine yoğunlaşın. Tünellerin içini sonra araştırabilirsiniz.”



“Anlaşıldı.”



Hanzolar, liderlerini takip ederek hızlı bir şekilde uzaklaştı. Koşma tarzları, yani arkalarında seraplar bırakmaları sadece yüksek seviye ninja tipi canavarlara özel bir hareketti.



Ainz, Zenberu’ya grubun merkezine gitmesini söyledi. Orada güvende olacaktı. Cüceler ile antlaşma yaparken faydası dokunabilirdi.



“Shalltear, güvenliği elden bırakmayın.”



“Anlaşıldı!”



Bir yetenek kullanan Shalltear anında tamamen kuşanmıştı. Etrafını dikkatli bir şekilde gözetlemeye koyuldu. Tek bir ayrıntıyı bile kaçırmıyordu.



Şu anda, Nazarick'in en güçlü Muhafız’ı savaşa hazır olduğuna göre, hiçbir düşman, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, onu tek bir kombo ile öldüremezdi. Ancak oyuncularla savaşırken tecrübe oldukça önemli bir şeydi ve bu görevi tecrübesiz Shalltear’a vermek oldukça tehlikeliydi.



Bir başka deyişle, tecrübesi olan Ainz’in onun bir rol modeli olarak harekete geçmesi gerekebilirdi.



Ainz de dikkatli bir şekilde etrafına bakındı. Kısa süre sonra Hanzolar geri döndü. Beklediğinden daha uzun sürmüştü, büyük ihtimalle uzun bir yol kat etmişlerdi.



Hanzolar sıraya dizildi ve diz çöktüler. Doğal olarak da liderleri konuştu.



“Ainz-sama, cücelerin yaşıyor olabileceği bir bölge keşfettik. Araştırdık fakat herhangi bir yaşam belirtisi bulamadık.”



“Ne olmuş?”



“Çok dikkatli incelemedik fakat cesetlere ya da evlerde yaşanmış olabileceğine dair hiçbir ize rastlamadık. Hiçbir savaş izi de yoktu.”



“Görünüşe göre cüceler kendi rızalarıyla şehri bir sebepten ötürü terk etmişler.”



Aynı şekilde şaşırmış olan Zenberu'ya baktı. Onu çok kısa zamandır tanıyor olmasına rağmen ona dair birkaç bilgi edinebilmişti ve şaşkınlık hiç de rol gibi durmuyordu.



“Pekala o zaman. Bizi bu yaşam alanına götürün.”



“Emredersiniz!”



Ainz, Hanzoların arkasından ilerledi. Burası bilinmeyen bir gölgeydi ve dikkatsiz olamazdı. Shalltear, Aura ve Zenberu da yüksek seviyeli namevtler ve büyülü yaratıklar tarafından eşlik ediliyordu.



Dışarıda kalan tek şeyler düşük seviyeli Vampir Gelinleri ve mamuta benzeyen büyülü hayvanlardı.



Bu, bir tuzak kurmak için yapılmıştı. Onları düşman olarak gören her varlık, savaş güçlerini azaltmak için, yenebileceklerinden emin oldukları kısımları ayırarak indirmeye çalışacaktı. Buna ek olarak, erzak bölümlerine saldırıp hedeflerine dair faydalı bir şey öğrenmeye çalışmak oldukça basit bir taktikti.



O yüzden onları orada yalnız bırakmamıştı. Aynı zamanda oraya gizli olarak bir Hanzo yerleştirmişti.



O Hanzo, onları kurtarmak için orada değildi.



Bundan ziyade, düşmanı gözlemlemek ve saldırganlara karşı bilgi edinmek için oradaydı. Bundan sonra geri çekilme noktalarını, hatta daha iyisi, ana üslerini öğrenmek de işin tuzu biberi olurdu.



Yolculukları boyunca Nazarick’e dönmemelerinin sebebi de karşı tarafın, [Geçit] kullanarak istedikleri zaman kuvvetlerini yenileyebileceklerini öğrenmemelerini sağlamaktı. Böylece karşı taraf, Ainz ve beraberindekilerin zamanla yorulacağını düşünecekti.



Eh, düşman ortaya çıksa bile Vampir Gelinleri güvende olsa iyi olurdu.



Ainz, Vampir Gelinlerinin ölmesini istemiyordu. Ancak düşmanı hakkında bilgi edinmek için de tekrar doğabilen yaratıkları feda etmekten çekinmezdi.



Bu çok mu acımasızca olur, diye düşündü Ainz mağaraya girerken.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-12 11:24:48
Çeviri edit için teşekkürler
Turşu (1552 puan) Üye
2021-10-09 20:46:04
Çeviri için teşekkürler
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-09 22:13:34
Çeviri için teşekkürler
Darksiders78 (24 puan) Üye
2021-06-25 18:25:44
Çeviri için teşekkürler 😘
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-26 18:04:15
Çeviri için teşekkürler
Overlord (32 puan) Üye
2020-12-26 10:01:01
Elinize sağlık
blade (3267 puan) Üye
2020-10-11 15:30:38
Çeviri ve edit için teşekkürler
Demiurge (1721 puan) Üye
2020-07-09 08:33:01
Lan madem tekrar doğabiliyor niye üzülüyon ki?
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-20 15:37:36
@Demiurge, para gidiyo boşuna ve gercek demiurge benim
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-07 13:45:58
Emeğiniz için teşekkürler
Bilge Kağan (1265 puan) Üye
2020-05-17 06:03:40
En yakın zamanda premium alacağım cidden bu siteden çok memnunum inşallah böyle devam eder işinizin ehlisiniz çok teşekkürler
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 18:31:56
cevher azaldığı için yer değiştirdiler galiba
Vampire (369 puan) Üye
2019-11-01 08:49:10
Bakalım neler olacak
Ulaş (1600 puan) Üye
2019-09-23 11:07:44
Burdan tehlikeli olduğu için ayrıldıklarını söylemişlerdi ama tehlikeyi söylememişlerdi. Merak uyandırıcı.
Syke (3572 puan) Üye
2019-01-08 11:32:23
Bunlar taşınmıştır kesin
Devilman (2387 puan) Üye
2019-01-08 06:41:18
Keşfe çıkan cüceyle karşılaşacak gibiler
bust3d (3373 puan) Üye
2019-01-06 21:10:54
Çeviri için teşekkürler.